AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman, Türkiye Basın Federasyonu’nun (TÜBAF) düzenlediği Anadolu Sohbetleri etkinliğine katıldı. Etkinlikte gazetecilerle bir araya gelen Hüseyin Yayman, Yeni Anaysa değişikliği, Terörsüz Türkiye süreci ve İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturmasın ilişkin açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın dünya lideri olduğunu dile getirerek konuşmasına başlayan Yayman, “Cumhurbaşkanı Erdoğan 2002’de başlayarak 23 yıldır seçimle görev başına gelmiştir. Bu tarihte görülmemiş büyük bir liderliktir” dedi.
Yayman: AK Parti olarak kültürü ve sanatı siyaset olarak görmedik
Ayşe Barım davasının siyasetin konusu olmadığına dikkat çeken Yayman, Türkiye’de siyaset ve hukukun karıştırıldığını söyledi. Türkiye’nin bir Anayasa hukuk devleti olduğunu dile getiren Yayman sözlerini şöyle sürdürdü;
“Ayşe Barım davası bağımsız yargı tarafından takip edilmektedir. Bu dava sayın savıların kendiliğinden açtığı bir dava değildir. Bir takım tanıklar ve görüşler vardır. Biz AK Parti olarak kültürü ve sanatı siyaset olarak görmedik. Kültür sanat toplumları birleştiren çok büyük bir bileşendir. Biz kültür sanatı bir ayrılma meselesi değil, birlik ve beraberlik olarak görüyoruz. Türkiye’de var olan tüm kimlikleri, tüm fikirleri Türkiye’nin zenginliği olarak görüyoruz. Ak Parti’nin kültür sanat alanında yaptığı faaliyetlerde ortadır. Dediğim gibi Ayşe Barım siyasetin yargının meselesidir. Dizi sektöründe Türkiye’nin yüz akı işlere imza atılıyor. ABD’den sonra ikinci sırada dünyanın her yerine dizi inşa ediyor. Bu Türkiye’nin yumuşak gücüdür. Yeşilçam çok önemli bir okuldur. Türk turizmine, Türk ekonomisine çok büyük katkılar sunmuştur.”
“Terörsüz Türkiye, Türkiye Yüzyılı’nın en önemli projelerinden bir tanesidir”
Türkiye’nin demokrasi tarihinin darbeler tarihi olduğunu belirten Yayman, “27 Mayıs 1960 darbesiyle başlayan darbeler Türkiye’nin tarihinde kara kaplı bir defter gibi durmuştur. 15 Temmuz Darbesi bir kara bir lekedir. Yasama, yürütme, yargı kendi görev alanı içinde çalışmaktadır” diye konuştu.
“Terörsüz Türkiye, Türkiye Yüzyılı’nın en önemli projelerinden bir tanesidir” ifadelerini kullanan Yayman sözlerine şöyle devam etti;
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin TBMM’nde el sıkışmasıyla başlayan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın riyasetinde yürütülen bu süreç çok önemlidir. Bu sürecin sonunda hayırlı bir neticenin alınacağını ifade etmek isterim. Bu bir al ver süreci değildir. Türkiye’yi küresel bir sürece getirecek bir adımdır. Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamalarda; PKK terörüyle mücadelede şimdiye kadar 2 trilyon dolar gibi bir rakamın harcandığından bahsediliyor. Bu rakam terörle mücadeleye harcanmasaydı Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir 25 bin dolar olurdu. Başka bir mukayese yapalım eğer bu para terörle mücadeleye harcanmasaydı 95 adet nükleer santral yapılabilirdi. 5 bin okul, 5 bin adet hastane yapılabilirdi. Terörsüz Türkiye daha önce çok defa denenmiştir. Ama güçlü liderlik sayesinde neticeye varacaktır”
“Terörsüz Türkiye projesi gündelik siyasete kurban edilmemeli”
“PKK’nın dağda kalması için hiçbir gerekçe yoktur. Bugün AK Parti döneminde yapılan sesiz devrim ile bu konuda dile getirilen bireysel ve kolektif her şeyi yerine getirilmiştir” diyen Yayman, “Türkiye’de ret-inkar politikaları sona ermiştir. PKK terör örgütünün silah bırakması gündemdedir. Ve bu tarihi bir adımdır. Burada tekil olarak Terörsüz Türkiye meselesi üzerinde biz fikirleri konuşmayız, kişileri konuşuruz. Bu proje Türkiye’nin projesi dolayısıyla bunu gündelik siyasete kurban etmemek gerektiğini düşünüyorum. Terörsüz Türkiye’yi gündelik siyasete mal etmek lazım” ifadelerini kullandı.
“Yeni Anayasa değişikliği Türkiye için yarın değil hemen şimdi”
“Yeni Anayasa değişikliği Türkiye için yarın değil hemen şimdi” ifadelerini kullanan Yayman, “21’inci asır Türkiye Yüzyılı’na dönüşecekse bizim hemen yeni anayasaya ihtiyacımız var. Biz meseleyi etnik kimlik problem olarak görmüyoruz. Demokratikleşme olarak görüyoruz. Kimseyi yargılayamıyoruz. Herkesin eşit vatandaşlık temelinde bir ve beraber olduğu bir Türkiye hayalimiz vardır. Bunu adına Türkiye yüzyılı diyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“Özgür Özel’in sözleri doğrudan bir darbe çağrısıdır”
İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturmasının siyasetin konusu olmadığını söyleyen Yayman sözlerini şöyle tamamladı;
“Tarihe bir referans vereceğim;1989 yerel seçimlerine girerken Sosyal Demokratik Halkçı Parti Genel Başkanı Erdal İnönü’nün yerel seçim slagonu ‘limon gibi sıkılmak istemiyorsanız 5 yıl daha oyunuzu Sosyal Demokrat Halkçı Parti’ye verin’ dedi. İnsanlar buna inandırlar ve oylarını yerel seçimlerde Türkiye genelinde SHP’ye verdiler. Şimdi meseleye bugünden bakıldığında sanki belediyelere tekil olarak belediyelere yönelikmiş gibi algılanabilir. Ama ortada basına yansıdığı şekilde ifade ediyorum. Sözün bittiği durum var. En son sayın Özel’e Manavgat ile ilgili muhakkik gönderdik gidip inceliyorlar. Hiçbir şey yok sözünü dikkatlerinize arz etmek isterim. Ortada bir takım iddialar var. Mesele siyasetin konusu değildir. Hukukun ve CHP’nin konusudur. Kurultay ile ilgili şikayette bulunan kim? AK Parti vekiller mi, gazeteciler mi? Kurultay ile ilgili şikayette bulunan CHP’liler. Gizli tanıklık yapanlar, kurultayla ilgili suç duyurusunda bulunan, tüm iddiaları dile getiren ve cevap verenler CHP. Belediyelerle ilgili de yapılan bir süreç var. Niye daha önce olmadı da şimdi oldu? Demek ki daha önce böyle bir şey yoktu. Şimdi ortada böyle bir şey var. Şöyle bakmanızı rica ederim gerecekten burada sözün bittiği yerdeyiz. Cumhuriyeti kurmakla övünen CHP ve Sayın Genel Başkanı Özgür Özel’in sözleri yenilir yutulur gibi değil. Akla mantığa, izana ve siyaset bilgisine yaraşır bir hali var mıdır? Bu söz doğrudan BİR DARBE ÇAĞRISIDIR!!. CHP’deki taht kavgası bütün bu süreçleri tetiklemiştir. Türkiye bir hukuk devletidir. Bağımsız yargı vardır. Ak saç kara saç günün sonunda ortaya çıkacaktır. Sokakta bununla ilgili bir gündem görmüyorum. Sokakta ekonomi gündemi hakimdir”
0 Yorum